Mýsmýlaðaç Sohbet

Sadece Üye Giriþi Yapmýþ Olanlar Sohbet Edebilir. Lütfen Giriþ Yapýn ya da Üye Olun.
Mýsmýlaðaç Köyü Derneði
Sitede Online Kiþiler
Þu an sitede, 22 ziyaretçi ve 0 üye bulunuyor.

Henüz üye deðilseniz, Buraya týklayarak ücretsiz kayýt olabilirsiniz.
Opsan Optik
Yýlýn Haberi
Balýk Avlarken Devreze Düþüp Boðuldu

Tüm Haberler
VÝDEO
Son Eklenen
?mse Dü?ün Salonu5
Köyümüz Görüntüleri6
M?sm?la?aç Köyü Tosya5
M?sm?la?aç Köyü Tosya6
?mse Dü?ün Salonu5
Popüler
Tosya Ve Köyleri54
Doyamadim31
Yasayamam29
Kadir Karaçam27
?mse Dü?ün Salonu24
Videolar
You Tube Video Ekle
Puanlar
muammer
Forum
Mesaj: 9

aliusta
Forum
Mesaj: 5

kadir
Forum
Mesaj: 3

mamimami
Forum
Mesaj: 3

rizausta
Forum
Mesaj: 1

Forums son konular

 CEVÝZ YAPRAÐI
 DERNEK ÜYELERÝMÝZÝN AÝDATLARI
 köümüzde düðün hazýrlýklarý ve günü
 BAÞKANDAN ÝSTEK
 DERNEK YÖNETÝMÝNÝN FAALÝYETLERÝNÝ
 REGAÝB GECESÝNÝN FAZÝLETÝ
 REGAÝB KANDÝLÝ NEDÝR
 REGAÝB KANDÝLÝNÝZ MÜBAREK OLSUN
 Azrail'in Kýyamet Gününde Ýblisi Öldürmesi.
 Birlik ve Beraberliðin Önemi

Forums
Forums populer

 BAHAR GELÝNCE
 Birlik ve Beraberliðin Önemi
 Ýnsanlardan Çok Þeymi Bekliyoruz?
 köümüzde düðün hazýrlýklarý ve günü
 TOSYANIN TARÝHÝ
 DERNEK ÜYELERÝMÝZÝN AÝDATLARI
 REGAÝB GECESÝNÝN FAZÝLETÝ
 SILADAN GURBETE
 Mýsmýlaðaç Köyü Tosya Kastamonu
 DERNEK NEDÝR

Forum Sayfasý
link
· 1: www.ofisperde.com
· 2: amerikankapitosya.com
· 3: ahsapkapitosya.com
· 4: www.ahsap-kapi.com
· 5: TOSYA KARÞIYAKA MAH
· 6: www.perde-perde.net
· 7: www.tosyazorluahsap.com
· 8: www.perde-perde.com
· 9: Suluca Köyü
· 10: mýsmýlacköyü


Muharem Ayý Aþure ve Kerbela    
Muammer Þahin   
Muharem Ayý Aþure ve Kerbela

 

Diyanet Ýþleri Baþkaný Prof. Dr. Mehmet Görmez, bu yýl ikincisinin düzenlendiði “Ümmetin Vahdeti için Hz. Hüseyin Sevgisi” adlý uluslararasý sempozyumun açýlýþ programýna katýldý. 

 
Alulbeyt Vakfý’nýn Ýstanbul Fatih’te Ali Emiri Kültür Merkezi’nde düzenlediði sempozyumun açýlýþýnda konuþan Diyanet Ýþleri Baþkaný Görmez, “Bu mübarek günlerin yüzü suyu hürmetine bize bir kýyým tarihi deðil, bir kýyam tarihi, bir nahoþluk edebiyatý deðil bir þeref tarihi býrakanlarý saygýyla sevgiyle, muhabbetle selamlýyorum. Aþure gününün bir milat, bir baþlangýç, bir toparlanma tarihi olduðunu biliyorum. Buradan bu duygu seli içinde Kerbela’yý selamlýyorum, Kerbela sahrasýný, Kerbela þehitlerini hadikatü’þ-þüheda’yý selamlýyorum.” dedi. 
 
Hicri yýlbaþý olarak kabul edilen Muharrem ayýnýn ilk gününün önemine deðinen Baþkan Görmez, “Yeni hicri yýlýnýzý tebrik ediyorum. Hicretin týpký 14 asýr önce hüzünleri ortadan kaldýrýp daveti ümmete dönüþtürdüðü gibi, bugün de tüm insanlýða yeniden hayat vermesini Rabbimden niyaz ediyorum. Hicrî 1435 senesinin ülkemiz, milletimiz, yurt dýþýndaki millet varlýðýmýz, gönül coðrafyamýz, Ýslâm âlemi ve tüm insanlýk için barýþ, huzur, mutluluk ve bereket dolu bir yýl olmasýný Rabbimden niyaz ediyorum.” diye konuþtu. 
 
Baþkan Görmez’in konuþmasýndan önemli baþlýklar þunlar;
 
“Ortak hüzünler, kederler bizi birbirimize kardeþ eder, birbirimize kapýlar açar…”
 
Her yýl Muharrem’in 10’u, aþûrâ geldiðinde kalbinde iman taþýyan her kardeþimizi bir acý, bir hüzün, bir elem, bir keder kaplar. Zira Hicrî 61. yýlýn 10 Muharrem’inde, Hz. Ýmam Hüseyin Efendimizin ve pek çoðu ehl-i beytten olan 70 kiþinin Kerbelâ çölünde þehadete ulaþtýklarý tarihtir. Yürekleri dilhûn eden bu acý, bu elem, bu hüzün, bu keder, dünyanýn neresinde olursa olsun, mezhebi, meþrebi, kültürü, coðrafyasý ne olursa olsun, kalbinde iman taþýyan, Resûl-i Ekrem’e, ashâbýna ve ehl-i beyt-i Mustafa’ya zerre kadar muhabbet besleyen her müminin ortak acýsý, ortak elemi, ortak hüznü, ortak kederidir. Hele hele neredeyse her evde bir Hasan, bir Hüseyin, bir Fatýma, bir Cafer, bir Zeynelabidin bulunduran bu topraklarda, bu acýyý yüreklerinin ta derinliklerinde hissetmeyen hiç bir insan gösteremezsiniz. Bizim mersiyelerimiz, muharremiyelerimiz, münacatlarýmýz, niyazlarýmýz, kasidelerimiz, ilahilerimiz, nefeslerimiz topyekûn edebiyatýmýz bunun ölmez þahitleridir. Ortak hüzünler, kederler bizi birbirimize kardeþ eder, birbirimize kapýlar açar.
 
Geçtiðimiz yýl birincisi düzenlenen sempozyumun açýlýþýnda yaptýðý konuþmasýna da atýfta bulunan Baþkan Görmez, þöyle devam etti;
 
“Hz. Hüseyin’i anmak onun mirasýný saðlam ve muteber bir bilgi düzleminde ele almayý gerekli kýlmaktadýr…”
 
Esasen Hüseyin Efendimizin manevi mirasý üzerinden yer yer gelgitlere yol açan sorularý iç dünyamda tartýþýrken en çok cevabýný aradýðým soru onun bize bugün ne sunabileceði oldu. Ýçimde çoðalan sorular þunlardý: Bugün Hüseyin’in dillere destan mirasý kimleri birleþtiriyor, kimleri ayrýþtýrýyor? Bugün onun mirasýna her fýrsatta saygý duyan çevrelerin arasýndaki bilinen soðukluk, mesafe ve kýrgýnlýk nasýl giderilebilir? Onun adýný her zaman hürmetle telaffuz eden biz Müslümanlar nezdinde bugün Hz. Hüseyin adýný yeniden ihya edecek bir okuma, bir tefekkür, bir öze dönüþ nasýl gerçekleþebilir? Hz. Hüseyin’i anmak onun mirasýný saðlam ve muteber bir bilgi düzleminde ele almayý gerekli kýlmaktadýr. Bugün mazlum zalim saflaþmasýnda, Hak Batýl ayrýþmasýnda kurucu bir figür olarak adýna baþvurduðumuz Hz. Hüseyin, tarihsel süreç içinde sembolik bir deðere dönüþmüþtür. Buna karþýlýk Yezid, tarihsel bir figür olmanýn ötesine giderek her türlü kötülüðün timsali olarak yeni bir anlam bileþkesine sahip olmuþtur.
 
“Kerbela, bizler için ayrýlýðýn ve kavganýn kaynaðý olmamalýdýr…”
 
Kategorize etme çabasý içinde Hüseyin’le Yezid arasýnda oluþturulan ayrýþma tarih boyunca varlýðýný sürdürmüþtür. Doðrudan isimlere atýfla gerçekleþen tarih algýsý giderek bu kavramlarýn, bu sembollerin gerçek aðýrlýðýnýn sýradanlaþmasý tehlikesini doðurmaya baþlamýþtýr. Bugün kuru bir atýf zinciri içinde tekrarlanan cümlelerin manevi dünyamýzda oluþturduðu fukaralýk üzerinde düþünmek gerekir. Hz. Hüseyin’in hepimizi besleyen, zenginleþtiren ismi etrafýnda derinlikli, entelektüel cehd ve gayretlere ihtiyacýmýz söz konusudur. Hz. Peygamberin (sav) Risaleti’nin bitiminden sonra Ýslam dünyasýný en çok etkileyen olaylarýn baþýnda gelen Kerbela, bizler için ayrýlýðýn ve kavganýn kaynaðý olmamalýdýr. Kerbela olayý rahmet olarak görülmesi gereken mezhebi farklýlýklarýn bir ölçütü deðildir. Ne Kerbela’da þehit olanlar, sadece Þiiliðin temsilcisidir, ne de Kerbela faciasýný yaþatan zalimler Sünniliðin referansýný temsil ederler. Zalimin de mazlumunda ne mezhebine ne meþrebine bakýlýr. 
 
“Bugün bize düþen Kerbelâ’yý doðru okumak ve doðru anlamaktýr…”
 
Kerbelâ’da olup bitenleri bütün çýplaklýðýyla biliyoruz. Bugün bize düþen Kerbelâ’yý doðru okumak, doðru anlamaktýr. Onu tarihte yaþanmýþ bir kýssaya, tarihsel bir hadiseye, bir mitolojiye, bir efsaneye dönüþtürmeye hakkýmýz yok. Ondan dersler ve ibretler çýkarmaya ihtiyacýmýz var. Herseyden önce bu hadise, bize gücü ve iktidarý elinde bulunduranlarýn imandan, ahlâktan, faziletten ve insanlýktan uzaklaþtýklarý zaman güç ve iktidar uðruna, hiçbir deðer tanýmaksýzýn orantýsýz bir güç kullanarak nasýl zalimleþebildiðini göstermektedir. Biz Müslümanlar için bu hadisenin en acý yönü, Sevgili Peygamberimizin ahlâkî öðretisine tanýk olanlarýn henüz hayatta yaþýyor olduðu bir dönemde cereyan etmesidir. 
 
“Kerbela, zulme, zâlime, haksýzlýða, adaletsizliðe, sömürüye, dayatmaya, gaddarlýða karþý çýkmaktýr…”
 
Hz. Ýmam Hüseyin’in ve arkadaþlarýnýn, uðruna canlarýný verdikleri yolu bilmeden, kendilerini feda ettikleri yüce deðerleri anlamadan, idrak etmeden, yaþamadan Kerbelâ’yý anlamak mümkün müdür? Hz. Ýmam Hüseyin gibi zulme, zâlime, haksýzlýða, adaletsizliðe, sömürüye, dayatmaya, gaddarlýða karþý çýkmadan Kerbelâ’yý anlamak mümkün müdür? Kerbelâ’yý anlamak, Kerbelâ’yý yaþamak, hakka, hakikate, hürriyete, adalete, ahlâka, erdeme, fazilete, izzete, onura, þerefe sevdalý olmak demektir. Kerbelâ’da can verenlerin yolu, canlarýný uðruna feda ettikleri Hz. Muhammed Mustafa’nýn, Hz. Aliyyü’l-Murtaza’nýn, Hz. Fatýmatü’z-Zehra’nýn yolundan baþka bir yol olabilir mi?
 
“Kerbelâ’nýn hikmetini, hakikatini, adaletini, zulme karþý duruþunu evrenselleþtirmemiz gerekirken onun kerbu belasýný çaðýmýza kadar taþýdýk…”
 
Kerbelâ’yý doðru anlamak için bize düþen vazifelerden biri de Kerbelâ’dan bir ayrýlýk-gayrýlýk deðil bir birlik-beraberlik çýkarmaktýr. Bir sevgi, bir muhabbet devþirmektir. Hz. Hüseyin’in en büyük gayesi, kendisinden sonra yeni Kerbelalar yaþanmamasý idi. Kerbela’yý anlamak Hüseyin’ce yaþamaktýr. Þimdi ben sadece ülkemizde, Anadolumuzda deðil, Ýran’da, Irak’ta, Suriye’de, Lübnan’da, Afganistan’da, Pakistan’da Þii’siyle, Sünni’siyle, Alevi’siyle, Caferi’siyle, Hanefi’siyle, Þafi’siyle, Kadiri’siyle, Mevlevi’siyle mezhebi-meþrebi ne olursa olsun bütün Müslüman kardeþlerime seslenmek istiyorum. Kerbelâ’nýn kerbu belâsýný bugüne taþýmak Kerbelâ’yý anlamak mýdýr? Maalesef bizim Kerbelâ’nýn hikmetini, hakikatini, adaletini, zulme karþý duruþunu evrenselleþtirmemiz gerekirken onun kerbu belasýný çaðýmýza kadar taþýdýk. Taþýdýk ki kardeþ kaný akmaya devam ediyor. 
 
“Kerbela, Hüseyin’ce yaþamaktýr…
 
Kerbela kendi varlýðýný hemen her ortamda, hemen her mecrada sürdürsün ama yeni Kerbela’lardan beri olmanýn yollarý nasýl inþa edilecek? Biraz da bu sorularý karþýlayacak, cevaplandýracak bir arayýþ içine girmek gerekiyor. Þimdi etrafýmýzda, yaný baþýmýzda, onlarca yüzlerce Kerbela figürü yeniden canlanýyor, hayata geçiriliyor. Bunlara nasýl dur denecek, kim dur diyecek? Fasýlasýz bir saygý ve enerjiyle tarihte olup bitenlere ah ederken vah ederken þimdi etrafýmýz kan gölüne dönmüþ durumda. Ýslam dünyasýnýn üç büyük baþkentinden ateþler yükseliyor. Bir mümin olarak ben her yere Kerbela olarak bakmalýyým her güne aþure olarak bakmalý, dikkat kesilmeliyim. Beni Hz. Hüseyin’in yanýnda tutacak bir öz bilince sahip olmalýyým. Beni mazlumdam yana olmaya zorlayan bir ahlak ve siyaset kültürüne dahil olmalýyým.
 
“Bizi birbirimize yaklaþtýracak, adalet sevdalýlarýný yan yana getirecek bir dil oluþturamadýk…”
 
Kerbela’nýn evlatlarý bugün yeni bir çatýþmanýn eþiðinde hatta içinde. Beklerdik ki Kerbela bu ümmete bir ayar versin, bir ölçü versin. Bir ahenk ve bilinç kazandýrsýn. Bir hüseyni bilinç kazandýrsýn. Zorbalýkla adalet arayýþý arasýnda, ýrkçýlýkla insaniyet mektebi arasýnda bizlere bir miyar kazandýrsýn. Evet, þükürler olsun ki pek çok Müslüman tarihte Kerbela’dan ders alarak ondan birtakým mesajlar alarak hayatlarýný hak ve adalet üzere sürdürdüler. Hz. Hüseyin’e tabi olanlar Hz. Hüseyin gibi yaþadýlar. Ancak þimdi açýk seçik görülüyor ki ortalýk yine karýþmýþ durumdadýr. Bir farkla ki Kerbela’da birbirlerine karþý saf tutanlar neyi istediklerini biliyorlardý, kimin yanýnda olduklarýný biliyorlardý. Hz. Hüseyin’le olmanýn bedeli de onun karþýsýnda saf tutan Yezid’le birlikte olmanýn da anlamý belliydi. Ne yazýk ki þimdi müminler saf saf birbirlerini incitiyor, saf saf birbirlerine kýyýyorlar. Neyi istediklerini bilmiyorlar, neyi yýktýklarýný bilmiyorlar. Neye kastettiklerini bilmiyorlar. Bu aymazlýk, bu cehalet gözümüzün önünde her daim bize tarihi fýsýldayan Kerbela’yý anlamadýðýmýzý, onun mesajlarýný sindiremediðimizi gösteriyor. Törenlere, ritüellere, aðýtlara gereken önemi verdik ama ne yazýk ki bizi birbirimize yaklaþtýracak, adalet sevdalýlarýný yan yana getirecek bir dili oluþturamadýk. Kerbela içimizde bir kordur yanar durur. Ama inanýn ki þimdi yaþadýklarýmýz da en az onun kadar acýtýcý ve hüzün vericidir.
 
“Bugün bizler Kerbelanýn anlam dünyasýna nüfuz etmeye her zamankinden daha fazla muhtacýz…”
 
Bugün bizler Kerbelanýn anlam dünyasýna nüfuz etmeye her zamankinden daha fazla muhtacýz. Bugün bize oradan düþen sadece ritüel midir, aþure midir? Müslümanlarýn izzet ve onuru tarihte hiç olmadýðý þekliyle bugün bizzat birbirleri eliyle yok ediliyor. Baþkalarýný suçladýk, baþkalarýnýn sinsi emellerine sýk sýk atýf yaptýk. Bunu unutacak bunu ihmal edecek deðiliz. Ama bir kere de ne olur kendimize bakalým. Nerede hata yaptýðýmýzý sorgulayalým. Ýnsan yetiþtirme düzenimizi gözden geçirelim. Ehli kýble tekfir edilmez diyen kuþatýcý bir ilke, kapsayýcý bir akide kontratýyla bugünlere eriþmiþ Müslümanlar bugün nasýl oluyor da dini mekânlara saldýrýyorlar, birbirlerine kastediyorlar? Bütün bunlarý yaparken de o muazzam tekbiri getirmeyi ihmal etmiyorlar. Bugün bu mülevves çatýþma ortamýnda þaþýrtýcý bir þekilde herkes hak diyor, herkes hakikat diyor, sonuçta binlerce Müslüman bu yeni Kerbelalar içinde anlamsýz bir þekilde kim vurduya gidecek þekilde hayatlarýný kaybediyorlar.
 
“Bütün dünyadaki Müslümanlarýn yeni Kerbelalarýn yaþanmamasý için ortak bir dil, kültür ve düþünce geliþtirmesi gerektiðine inanýyorum…”
 
Þii geleneði içinden gelerek Hz. Âli’ye yaran olanlar, Sünni geleneði içinden gelerek ehl-i beyte ihtiram gösterenler bu gidiþe dur demek zorundayýz. Ümmetin enerjisi heba oluyor, binlerce Müslüman acýmasýz kör kurþunlara, acýmasýz hile ve desiselere kurban gidiyor. Din adýna cehalet, mezhep adýna þekavet karþýsýnda bize düþen bir þeyler olmalý. Farklýlýklarý hoþ görmek için böyle bir bilgi dünyasýna, böyle bir kavrayýþa, böyle bir mentaliteye ihtiyaç var. Bugün Kerbela’nýn ruhunu kavrayanlar, yaný baþýmýzda, burnumuzun dibinde olup bitenler konusunda, her yanýmýzý saran bu fitneler hakkýnda bir þeyler yapmýyorsa bunu da sorgulamak gerekir. Tarihte ümmet içindeki en önemli savrulmalarýn en baþta Kerbela’da yaþandýðýný biliyoruz. Aþure hatýrasý eþliðinde Kerbela’dan baþlayarak Efendimiz aleyhisselatü vesselamýn mirasýna nasýl sahip çýkýlacaðý konusunda ehl-i beyt mensuplarýnýn ortaya koyduðu tecrübe baþlý baþýna deðerlidir, baþlý baþýna þerefli ve itibarlýdýr. Sünni ve Þii Müslümanlar bu mirasa sahip çýkma hususunda adeta yarýþ içinde olmalarý gerekir. Bütün dünyadaki Müslümanlarýn yeni Kerbelalarýn yaþanmamasý için ortak bir dil, kültür ve düþünce geliþtirmesi gerektiðine inanýyorum. Bugün maalesef bütün Ýslam dünyasýnda çaðdaþ Kerbelalar yaþanýyor. Nice insanlar boþ yere hayatlarýný kaybediyorlar. Onun için bütün Müslümanlarýn mezhebi, meþrebi, dili, kültürü, düþüncesi ne olursa olsun bir araya gelerek bir daha Kerbelalarýn yaþanmamasý için ortak bir kültür, ortak bir düþünce, bir gönül birlikteliði geliþtirmesi gerektiðini ifade etmek istiyorum.
 
Alülbeyt Vakfý’nýn düzenlediði sempozyumun açýlýþ programýna katýlanlar arasýnda Alulbeyt Vakfý Baþkaný Prof. Dr. Hüseyin Hatemi, Ayetullah Sistani’nin temsilcileri, Alulbeyt Vakfý’nýn yurtdýþý temsilcileri ve çok sayýda davetli katýldý.
 
Alýntý





  
Muammer Þahin
[email protected]




Bu köþe yazýsý 674 defa okundu. Toplam 1599 kelime

Sadece kayitli kullanicilar yorum yazabilir!