Mýsmýlaðaç Sohbet

Sadece Üye Giriþi Yapmýþ Olanlar Sohbet Edebilir. Lütfen Giriþ Yapýn ya da Üye Olun.
Mýsmýlaðaç Köyü Derneði
Opsan Optik
Yýlýn Haberi
Balýk Avlarken Devreze Düþüp Boðuldu

Tüm Haberler
VÝDEO
Son Eklenen
?mse Dü?ün Salonu4
Köyümüz Görüntüleri4
M?sm?la?aç Köyü Tosya3
M?sm?la?aç Köyü Tosya5
?mse Dü?ün Salonu5
Popüler
Tosya Ve Köyleri52
Doyamadim30
Kadir Karaçam27
Yasayamam23
?mse Dü?ün Salonu23
Videolar
You Tube Video Ekle
Puanlar
muammer
Forum
Mesaj: 9

aliusta
Forum
Mesaj: 5

kadir
Forum
Mesaj: 3

mamimami
Forum
Mesaj: 3

rizausta
Forum
Mesaj: 1

yazar25
Forum
Mesaj: 1

admin
Forum
Mesaj: 0

asiye
Forum
Mesaj: 0

MEHMET
Forum
Mesaj: 0

tuncay
Forum
Mesaj: 0

Languages
Site Lisanýný Seçin

Turkish
Tarihte Bugun
Forums populer

 BAHAR GELÝNCE
 Birlik ve Beraberliðin Önemi
 Ýnsanlardan Çok Þeymi Bekliyoruz?
 köümüzde düðün hazýrlýklarý ve günü
 TOSYANIN TARÝHÝ
 DERNEK ÜYELERÝMÝZÝN AÝDATLARI
 REGAÝB GECESÝNÝN FAZÝLETÝ
 SILADAN GURBETE
 Mýsmýlaðaç Köyü Tosya Kastamonu
 DERNEK NEDÝR

Forum Sayfasý
link
· 1: www.ofisperde.com
· 2: amerikankapitosya.com
· 3: ahsapkapitosya.com
· 4: www.ahsap-kapi.com
· 5: TOSYA KARÞIYAKA MAH
· 6: www.perde-perde.net
· 7: www.tosyazorluahsap.com
· 8: www.perde-perde.com
· 9: Suluca Köyü
· 10: mýsmýlacköyü


Mirac Gecesinde Neler Oldu?    
Muammer Þahin   
Mirac Gecesinde Neler Oldu?
Mirac Gecesi, Recep ayýnýn 27. gecesidir. Mirac mucizesi, hicretten bir buçuk yýl önce, 621 yýlý baþlarýnda vuku bulmuþtur. Olayýn iki aþamasý vardýr. Birinci aþamada Hz. Peygamber (s.a.v) Mescidül-Haram'dan Beytü'l-Makdis'e (Kudüs) götürülür. Kur'an'ýn andýðý bu aþama, gece yürüyüþü anlamýnda isra adýný alýr.  Ýkinci aþamayý ise Hz. Peygamber (s.a.v)'in Beytü'l-Makdis'ten Allah'a yükseliþi oluþturur. Mirac olarak anýlan bu yükselme olayý Kur'an'da anýlmaz, ama çok sayýdaki hadis-i þerifde ayrýntýlý biçimde anlatýlýr. 

Hadis kitaplarýnda  rivayet edildiði üzere:

Hz. Peygamber (s.a.v) Burak ile Beytü'l Makdis'e vardýktan sonra oradaki büyük ve sert kayadan göðe çýkarýldý. Her bir gökte peygamberlerden biriyle görüþtü, nice nice melekler gördü. Cennet ve cehennemin durumlarýný gördü, Sidre-i Müntehâ'ya geçti, Allah'ýn melekût âleminden bir çok acaib þeyler gördü. Nihayet beþ vakit namazýn farz kýlýnmasý emri ile ayný gecede geri döndü.
 
Sabahleyin Mescid-i Haram'a çýkýp Kureyþ'e haber verdi. Hayret etmek ve kabul etmemekten kimi el çýrpýyor, kimi elini baþýna koyuyordu. Ýman etmiþ olanlardan bazýlarý dönüp dinden çýktý. Birtakým erkekler Ebû Bekir'e koþtular.

Ebu Bekir; 

"Eðer o, bunu söylediyse þüphesiz doðrudur" dedi.

Onlar: 

"Onu bu konuda da mý tasdik ediyorsun?" dediler. 

O da: 

"Ben onu bundan daha ötesinde tasdik ediyorum, sabah akþam gökten getirdiði haberleri yani peygamberliðini tasdik ediyorum" dedi. Bunun üzerine kendisine Sýddýk unvaný verildi. 

Kureyþliler içinde Beytü'l-Makdis'i o zamanki haliyle bilenler vardý. Bunlar, onun vasýflarý ve durumuyla ilgili sorular sordular, tanýmlamasýný istediler. Derhal Hz. Peygambere Beytü'l-Makdis gösterildi. Bunun üzerine ona bakýp anlatýyordu. 

"Gerçi Beytül-Makdis'i tanýmlamada isabet etti." dediler. 

Sonra: 

"Haydi bakalým bizim kervandan haber ver, o bizce daha önemlidir, onlardan bir þeyle karþýlaþtýn mý?" dediler.
 
Peygamber (s.a.v)

"Evet, falancanýn kervanlarýyla karþýlaþtým, Revhâ'da idi. Bir deve kaybetmiþler arýyorlardý. Yüklerinde bir su kadehi vardý. Susadým onu alýp su içtim ve yine eskiden olduðu gibi yerine koydum. Geldiklerinde sorun bakalým kadehte suyu bulmuþlar mý?" buyurdu. 

"Bu da diðer bir alâmettir" dediler. Sonra sayýlarýn, yüklerini ve görünüþlerini sordular. 

Bu defa da kervan olduðu gibi Hz. Peygambere gösterildi ve sorduklarýnýn hepsine cevap verdi ve buyurdu ki: 

"Ýçlerinde falan ve falan önde, boz renkte bir deve üzerinde dikilmiþ iki harar olduðu halde falan gün güneþin doðmasý ile beraber gelirler". 

Bunun üzerine: 

"Bu da diðer bir âyettir" dediler ve o gün hýzla Seniyye'ye doðru çýktýlar. Güneþ ne zaman doðacak da onu yalancý çýkaracaðýz diye bakýyorlardý. Derken içlerinden birisi: 

"Güneþ doðdu!" diye haykýrdý. Diðer birisi de:

"Ýþte kervan geliyor, önünde boz bir deve ve içlerinde falan ve falan da var, týpký (Hz. Muhammed'in) dediði gibi" dedi. Böyle olduðu halde yine iman etmediler de: 

"Bu apaçýk bir büyüdür." dediler. Bazýlarý göðe yükselmenin de "Burak" üzerinde meydana geldiðini söylemiþler ise de gerçek olan þudur: Mescid-i Aksâ'ya kadar Ýsrâ (gece yolculuðu) Burak ile olmuþ. Ondan sonra Mirac, asansör kurulmuþtur.

Ebu Sa'îd-i Hudrî'den rivayet olunduðu üzere Resulullah buyurmuþtur ki: 

"Beytü'l-Mak-dis'te olanlarý bitirdiðim zaman Mirac getirildi ki, ben ondan güzel bir þey görmedim. Ve o, odur ki, ölünüz can çekiþme vaktinde gözlerini ona diker. Arkadaþým, beni, onun içinde kapýlardan bir kapýya ulaþýncaya kadar çýkardý ki, ona "Koruyucu melekler kapýsý" denir. Koruyucular kapýsý, gök koruyucularýnýn beklediði dünya göðü kapýsýdýr.
 
Nitekim bu konuda : "

Ve onu, her kovulmuþ þeytandan koruduk" buyurulmuþtu.
(Hicr, 15/17)

Ve Ebu Sa'îd-i Hüdrî'nin diðer bir rivayetinde þu detaylý açýklama vardýr: 

"Sonra Mirac getirildi -ki insanlarýn ruhu onda göðe yükselir. Baktým ki, gördüðüm þeylerin en güzeli; görmez misin ölmek üzere olan kimse, ona nasýl gözünü diker? Bunun üzerine dünya göðü kapýsýna kadar yükseltildik. Cebrail kapýnýn açýlmasýný istedi. "O kimdir?" denildi. 

"Cibril" dedi. 

"Yanýndaki kim?" denildi. 

"Muhammed" dedi. 

"Öyle mi? 

O Peygamber olarak gönderildi mi?" denildi. 

O, "evet" dedi. 

Hemen kapýyý açtýlar ve beni selamladýlar. Bir de ne bakayým görevli bir melek gördüm ki göðü koruyor ve ona Ýsmail deniliyor, emrinde yetmiþbin melek ve her birinin emrinde yüzbin melek var.

"Burada Resulullah (s.a.v) þu âyeti okudu: 

"Biz o ateþin koruyucularýný meleklerden baþkasýný kýlmadýk. Ve onlarýn sayýsýný inkar edenler için yalnýzca bir fitne (konusu) yaptýk ki, kendilerine kitap verilenler, kesin bir bilgiyle inansýn, iman edenlerin de imanlarý artsýn; kendilerine kitap verilenler ve iman edenler (böylece) kuþkuya kapýlmasýn. Kalplerinde bir hastalýk olanlar ile kafirler de þöyle desin: 

"Allah, bu örnekle neyi anlatmak istedi?" Ýþte Allah, dilediðini böyle þaþýrtýp-saptýrýr, dilediðini böyle hidayete erdirir. Rabbinin ordularýný Kendisi'nden baþka (hiç kimse) bilmez. Bu ise, beþer (insan) için yalnýzca bir öðüttür."
(Müddessir, 74/31)

ve buyurdu ki: 

Derken bir adam ile beraberim ki, þekli Allah'ýn yarattýðý günkü gibi, ondan hiçbir þey deðiþmemiþ, kendisine soyundan olan insanlarýn ruhu arzediliyor: "Mümin ruhu, hoþ ruh, hoþ kokuludur. Bunun kitabýný (iyilerin defterin)de kýlýn" diyor. "Kâfir ruhu ise; kötü ruh, kötü kokuludur. Bunun kitabýný (kötülerin defterin) de kýlýn" diyor. 

"Ey Cibril! bu kim?" dedim. 

"Baban Âdem" dedi. Ve o, bana selam verdi, gönlümü aldý, hayýr ile dua etti 

"Hoþ geldin salih peygamber ve salih evlad" dedi. 

Sonra baktým bir toplum gördüm ki, dudaklarý deve dudaðý gibiydi. Onlara bir takým memurlar görevlendirilmiþti, dudaklarýný kesiyorlar ve aðýzlarýna ateþten bir taþ koyuyorlar, bu taþlar makadlarýndan çýkýyordu.

Ey Cibril! Bunlar kimler?" dedim. 

O: "Yetimlerin mallarýný haksýzlýkla yiyenlerdir" dedi. 

Sonra baktým bir toplum vardý ki, derilerinden sýrým kesiliyor ve aðýzlarýna týkýlýyor. Ve yediðiniz gibi yiyiniz deniliyor. Ve bu onlara en iðrenç bir þey oluyor.
 "Ey Cibril! Bunlar kimler?" dedim. 

"Bunlar o koðucular, fitnecilerdir ki, insanlarýn etlerini yerler ve sövmek ile ýrz ve namuslarýna saldýrýrlar." dedi. "
Sonra baktým bir toplum var ki, önlerine bir sofra kurulmuþ, üzerinde benim gördüðüm etlerin en güzellerinden kebaplar var, etraflarýnda da leþler var. Onlar, o güzel etleri býrakýp bu leþlerden yemeðe baþladýlar. 

"Bunlar kim? Ey Cebrail!" dedim. 
 
O: 

"Bunlar zinakarlar" dedi. "Allah'ýn helal kýldýðýný býrakýrlar da haram kýldýðýný yerler." 

Sonra baktým bir toplum var ki, karýnlarý evler gibidir. Bunlar Firavun ailesinin yolu üzerinde bulunuyor. Firavun ailesi sabah ve akþam ateþe atýlýrken bunlara uðruyor, uðradý mý bunlar bir fýrlýyorlar, fýrlayýnca her biri karnýnýn aðýr basmasý ile düþüyor ve bunun üzerine Firavun ailesi bunlarý ayaklarýyla çiðniyorlar. 

"Ey Cibril! Bunlar kimler?" dedim...

Dedi ki: 

"Bunlar, karýnlarýnda faiz yiyenlerdir. "onlarýn misali kendisini þeytan çarpmýþ olan kimse gibidir".

Sonra birtakým kadýnlar memelerinden asýlmýþ ve birtakým kadýnlar, baþ aþaðý ayaklarýndan asýlmýþ. 

"Ey Cibril! Bunlar kimler?" dedim. O:

 "Bunlar zina eden ve çocuklarýný öldüren kadýnlardýr" dedi. 

Sonra ikinci göðe çýktýk. Orada Yusuf ile buluþtum. Ümmetinden kendine tabi olanlar da etrafýnda idi. Yüzü, ayýn ondördündeki dolunay gibiydi. Bana selam verdi, hoþ geldin dedi.

Sonra üçüncü göðe geçtik. Orada iki teyzeoðlu; Yahya ve Ýsa ile buluþtum. Giyimleri ve saç sakallarý birbirine benziyordu. Bana selam verdiler. Hoþ geldin dediler. 

Sonra dördüncü göðe geçtik. Ýdris ile buluþtum. Bana selam verdi, hoþgeldin dedi. Nitekim yüce Allah:

"Biz onu yüce bir yere yükselttik" (Meryem, 19/57) buyurmuþtur. 

Sonra beþinci göðe geçtik. Orada milletine sevdirilmiþ olan Harun ile buluþtum. Etrafýnda ümmetinden birçok tabileri vardý, uzun sakallý idi. Sakalý hemen hemen göbeðine deðecekti. Beni selamladý, hoþgeldin dedi.

Sonra altýncý göðe çýktýk, Orada Musa b. Ýmran ile buluþtum. Çok kýllý idi. Üzerinde iki gömlek olsaydý kýllarý onlardan çýkardý. Musa dedi ki: 

"Ýnsanlar beni "Allah katýnda en þerefli olan yaratýk" diye iddia ederler. Bu ise Allah katýnda benden yalnýz daha þerefli olsaydý aldýrýþ etmezdim. Fakat her peygamber ümmetinden kendine uyanlarla beraberdir. "

Sonra yedinci göðe geçtik. Ben, orada Ýbrahim ile buluþtum. Sýrtýný Beyt-i Ma'mur'a dayamýþtý. Beni selamladý.

"Salih Peygamber ve Salih evlad hoþ geldin" dedi. Bunun üzerine bana denildi ki:

"Ýþte senin yerin ve ümmetinin yeri."

Sonra Resulullah, 

"Gerçekten Ýbrahim'e insanlarýn en yakýný, zamanýnda ona tabi olanlarla þu Peygamber (Hz. Muhammed) ve ona iman edenlerdir. Allah müminlerin yardýmcýsýdýr." 

(Al-i Ýmran, 68) âyetini tilavet etti ve buyurdu ki: 

"Sonra Beyt-i Ma'mur'a girdim, içinde namaz kýldým. Ona her gün yetmiþbin melek girer, Kýyamete kadar geri de dönmezler. Sonra baktým bir aðaç var ki bir yapraðý bu ümmeti bürür. Bunun kökünde bir kaynak akýyor, iki kola ayrýlýyordu. 

"Ey Cibril! Bu nedir?" dedim. O:

"Þu rahmet nehri, þu da Allah'ýn sana verdiði Kevser'dir" dedi. Bunun üzerine rahmet nehrinde yýkandým, geçmiþ ve gelecek günahlarým baðýþlandý. Sonra Kevser'in akýþ istikametini tuttum ve nihayet cennete girdim. Bir de ne bakayým orada hiçbir gözün görmediði, kulaðýn iþitmediði, insan kalbine gelmeyen þeyler var.

Namaz Emri

Sonra yüce Allah bana emrini emretti ve elli namaz farz kýldý. Ondan sonra Musa'ya uðradým.

"Rabbin ne emretti?" dedi. 

"Üzerime elli namaz farz kýldý" dedim. 

O: 

"Dön, azaltmasý için Rabbine yalvar. Çünkü ümmetin bunun altýndan kalkamaz" dedi. 

Rabbime döndüm, azaltmasý için yalvardým. O benden on vakit namaz indirdi. Sonra Musa'ya döndüm. Bu þekilde Musa'ya uðradýkça Rabbime dönüyordum. Sonunda beþ vakit namaz farz kýldý. 

Musa, yine: 

"Rabbine dön, azaltmasýný iste" dedi. 

Ben: 

"Çok müracaat ettim, artýk utandým." dedim. 

Bunun üzerine bana denildi ki: 

"Sana bu beþ vakit namaz, elli namazdýr. Bir iyilik on katý iledir. Her kim iyilik yapmaya gayret eder de onu iþlemezse, onu bir iyilik yazýlýr, iþleyene de on iyilik yazýlýr. Her kim de bir günah yapmaya teþebbüs eder de iþlemezse bir þey yazýlmaz, iþlerse bir günah yazýlýr."






  
Muammer Þahin
[email protected]




Bu köþe yazýsý 203 defa okundu. Toplam 1499 kelime

Sadece kayitli kullanicilar yorum yazabilir!